Prof. Dr. Barış Çaynak, 1974 yılında Ankara’da doğmuştur. Kalp cerrahı olma hayaliyle 1991 yılında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girmiştir.
Tıp fakültesinden mezun olduktan sonra kariyerine odaklanan Prof. Dr. Barış Çaynak, 2004 yılında Türkiye’nin önde gelen kalp merkezlerinden biri olan Florence Nightingale Hastanesi’nde Kalp Damar Cerrahı ünvanını almıştır. Asistanlık döneminin son yılında Robotik Cerrahi eğitimi için Amerika’ya gitmiş ve o günden beri robotik-endoskopik cerrahi yöntemleri ile kapalı kalp ameliyatları yapmaktadır.
Kariyerindeki bazı önemli görevleri şu şekildedir:
– 2020’den günümüze: Profesör Doktor
– 2018 – 2020: Profesör Doktor
– 2017 – 2018: Medical Park Bahçelievler Hastanesi, Profesör Doktor
– 2012 – 2017: İstanbul Bilim Üniversitesi, Florence Nightingale Hastanesi, Doçent Doktor
– 2006 – 2012: İstanbul Bilim Üniversitesi, Florence Nightingale Hastanesi, Yardımcı Doçent Doktor
– 2007 – 2008: İstanbul Bilim Üniversitesi, Florence Nightingale Hastanesi, Uzman Doktor
– 2004 – 2006: OLV Clinic, Aalst, Belçika, Uzman Doktor
– 1999 – 2004: İstanbul Bilim Üniversitesi, Florence Nightingale Hastanesi, Araştırma Görevlisi
– 1991 – 1998: Kadir Has Üniversitesi, Florence Nightingale Hastanesi, Tıp Fakültesi
Halen Türk Kalp Damar Cerrahisi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapmaktadır ve aynı zamanda Avrupa Kalp Damar Cerrahisi Birliği ve Türk Kardiyoloji Derneği üyesidir. Prof. Dr. Barış Çaynak, uzun yıllardır kalp cerrahisi alanında üstün hizmetleriyle tanınan ve ulusal uluslararası birçok dernekte aktif rol alan önemli bir isimdir.
Minimal İnvaziv Kalp Cerrahisi
Kalp ameliyatlarının ertelenmemesi ve minimal invaziv cerrahi yöntemlerinin önemi oldukça büyüktür. Özellikle kalp damarlarının belirli bir oranda tıkanması durumunda, ameliyatın ertelenmemesi ve doğru zamanda yapılması hayati önem taşır. Minimal invaziv cerrahi yöntemleri, kalp ameliyatlarında önemli bir gelişmedir ve birçok avantajı beraberinde getirir.
Minimal invaziv cerrahi, küçük kesilerle yapılan bir cerrahi yöntemdir. Bu yöntemle kalp ameliyatları, sadece 4 santimlik bir kesi ile gerçekleştirilebilir. Bu, hastanın iyileşme sürecini hızlandırır ve daha az ağrı hissetmesini sağlar. Ayrıca, minimal invaziv cerrahi ile yapılan ameliyatlardan sonra hastaların hastanede kalış süresi daha kısadır; genellikle 4. günde taburcu olabilirler ve bir hafta içinde günlük yaşamlarına dönebilirler.
Minimal invaziv cerrahi, klasik açık kalp ameliyatlarına göre birçok avantaj sunar. Açık kalp ameliyatlarında göğüs kemiği kesilir ve bu büyük bir cerrahi iz bırakır. Bu durum, hastaların yaşamlarında önemli bir estetik ve psikolojik etkiye sahip olabilir. Ayrıca, açık kalp ameliyatlarında göğüs kemiğinin iyileşmesi zaman alabilir ve enfeksiyon riski daha yüksektir. Minimal invaziv cerrahi ile bu tür sorunlar minimize edilir ve hastaların iyileşme süreci hızlanır.
Minimal invaziv cerrahi, açık kalp ameliyatlarında yapılan işlemlerin aynısını gerçekleştirir. Ancak, daha küçük bir kesi ile yapılması, hastaların ameliyat sonrası daha az travma yaşamasını ve daha hızlı bir iyileşme süreci geçirmesini sağlar. Bu nedenle, minimal invaziv cerrahi, hastaların ameliyattan tam fayda sağlamasını ve ameliyatın tüm yükünden kurtulmasını sağlar.
Sonuç olarak, kalp ameliyatlarının ertelenmemesi ve minimal invaziv cerrahi yöntemlerinin tercih edilmesi, hastaların daha hızlı ve daha etkili bir şekilde iyileşmelerini sağlar ve yaşam kalitelerini artırır. Bu nedenle, kalp sağlığıyla ilgili sorunlar yaşayan hastaların, doğru zamanda doğru tedaviyi almak için uzman doktorlarıyla iletişim kurmaları önemlidir.